Stres, her insanın farklı dönemlerde ve farklı şekillerde deneyimlediği fizyopsikolojik bir tablodur. Odaklanma bozukluğu, uykusuzluk, endişe artışı, öfke problemleri gibi pek çok psikolojik soruna yol açabilen bu tablo uzun vadede kişinin fiziksel sağlığını da riske atar ve enfeksiyona, kas ağrısına, mide ve bağırsak sorunlarına neden olabilir. Uzun süren stres durumunda bağışıklık sistemi zayıflar, kişi daha ciddi sağlık problemlerine karşı savunmasız hale gelir. Hem fiziksel sağlığı korumak hem de hayat kalitesini artırmak için stres mekanizmasını doğru şekilde bilmek, stresle baş etme yolları hakkında bilgi sahibi olmak ve kişiye uygun yöntemlerle stresi kontrol altına almak gerekir.
Stres Nedir?
Stres, kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığının tehdit edilmesi ve bu sınırların zorlanması gibi durumlarda ortaya çıkan fizyopsikolojik bir tepkidir. Tehdit ve zorlamalar karşısında vücut kendini koruma amacıyla bir tepki zinciri başlatır ve psikolojide “savaş veya kaç” olarak da adlandırılan cevap ortaya konulur. Kişi bir tehlike ile karşı karşıya kaldığı durumda bununla başa çıkabileceğini düşünüyorsa orada kalır ve bu tehlike ile savaşır; başa çıkamayacağını düşündüğü tehlike durumlarında ise uzaklaşmaya eğiliminde olur ve kaçma tepkisi verir. Bu sayede her iki durumda da yeni şartlara uyum sağlanmış olur.
Stres günlük hayat içerisinde her insanın sık sık deneyimlediği, engellenemez bir olgudur. Başlangıçta kişide kaygı, endişe, gerginlik ve mutsuzluk gibi psikolojik problemler ortaya çıkar ancak uzun süreli aşırı stres durumunda bedensel problemler de görülebilir. Bunlar bir yandan kişinin günlük yaşam koşullarına uyumunu zorlaştırırken diğer yandan bağışıklık sistemini zayıflatır ve kişiyi pek çok hastalığa karşı savunmasız hale getirir.
Kişi stres altında hissettiği anda strese neden olan faktörler vücut tarafından bir tehlike olarak algılanır ve beyinden stres hormonları salgılanır. Bunun sonucunda vücut 3 farklı aşamadan oluşan bir tepki zinciri başlatır. Birinci aşamada vücut alarm mekanizmasını devreye sokar ve stres hormonlarının salgılanması, kan basıncının yükselmesi ve terleme gibi çeşitli fizyolojik reaksiyonlar geliştirir. İkinci aşama direnç aşamasıdır. Stres kaynağı olarak algılanan problem etkin şekilde çözüldüğünde vücut alarm aşamasında ortaya çıkan zararları giderir ve stres hormonlarının düzeyi azalır. Bunun sonucunda kan basıncı yüksekliği, terleme gibi fizyolojik tepkiler kaybolur. Stres reaksiyonunun üçüncü aşamasında vücut tükenme durumu yaşayabilir. Etkili şekilde baş edilemeyen ve üstesinden gelinemeyen stres kaynakları arttığında vücudun uyum kapasitesi azalır ve alarm aşamasındaki tepkiler sürekli hale gelerek kronik stres tablosuna neden olur.
Stres Çeşitleri Nelerdir?
Stres çeşitleri akut stres, episodik akut stres ve kronik stres olmak üzere üç farklı şekilde tanımlanır. Akut stres durumunda stresin pek çok belirti ve bulgusunu yoğun olarak hissedilir ancak vücut stresi hızlı şekilde kontrol altına almayı başarır. Gün içerisinde hemen herkesin kısa süreli olarak yaşadığı, günlük hayatın işleyişini bölmeyen stres çeşidi akut strestir. Episodik akut stres tablosunda ise gün içerisinde çok sık tekrarlayan akut stres durumu görülür. Bu durum kişinin genel olarak endişeli ve gergin bir profile sahip olmasına ve çok çabuk öfkelenmesine yol açabillir. Doğru baş etme yöntemleri ile kontrol altına alınmayan episodik akut stres durumu ilerleyen dönemde kronik stres tablosuna neden olur ve bu durumda stresin vücuda etkileri çok daha ciddi olarak hissedilir.
Akut stres özellik itibariyle kişiyi heyecanlandırıcı, enerji verici ve uyarıcı olabilirken kronik stres tablosu kişinin enerji kaybı yaşamasına, fiziksel ve ruhsal açıdan yorgun düşmesine ve işlevselliğini yitirmesine neden olur. Bu stres tablosu genellikle günlük yaşamın rutin kaygılarından daha çok altta yatan travmatik problemler sonucunda ortaya çıkar. Çocukluk travmaları, sorunlu aile ortamı ve uzun süreli sağlık problemleri gibi çözümlenemeyen sorunlar ilerleyen dönemde kronik stres tablosu ile sonuçlanabilir.
Stres Belirtileri Nelerdir?
Stres hastalıkları kişide fizyolojik ve psikolojik açıdan farklı belirtilerle ortaya çıkabilir. Bu belirtileri doğru tanımak ve hızlı şekilde fark etmek, stresin neden olabileceği hastalıklardan korunmak için son derece önemlidir.
Fizyolojik Stres Belirtileri Nelerdir?
- Stres durumunda öncelikle kişinin nefes alışverişi hızlanır, dakikadaki solunum sayısı artar,
- Kan basıncı artar, kalpte çarpıntı hissi görülür,
- Ağız kuruluğu ve yutkunmada zorlanma görülebilir,
- Vücut sıcaklığı artar, kişi “sıcak basması” olarak tariflenen durumu yaşar,
- Ellerde terleme görülür,
- Kaslar gerilir, bir süre sonra kaslarda gerginliğe bağlı ağrı meydana gelebilir,
- Hazımsızlık, mide yanması, mide bulantısı, ishal veya kabızlık gibi sindirim sistemi problemleri gelişir,
- Kaslarda yorgunluk ve halsizlik stresin fiziksel belirtileri arasında yer alır,
- Diş sıkma görülebilir, buna bağlı baş ağrısı meydana gelir,
- Uyku problemleri ortaya çıkar, kişi uykusuzluk ya da aşırı uyuma gibi belirtiler gösterebilir.
Psikolojik Stres Belirtileri Nelerdir?
- Stres durumunda ortaya çıkan ilk psikolojik belirti endişe, huzursuzluk hissidir,
- Kişi stres dönemlerinde odaklanma zorluğu yaşar, konsantrasyon problemleri görülür,
- Unutkanlık ve dalgınlık gibi sorunlarla sık karşılaşılır,
- Sinirli ruh hali görülür, kontrolsüzlük duygusu ortaya çıkar,
- Kişi kendini üzgün, kızgın, baskı altında hisseder.
Stres Neden Olur?
Kişinin içinde bulunduğu koşullar doğrultusunda pek çok faktör stres kaynağı olabilir. Herhangi biri için stres nedeni olarak değerlendirilmeyen bir durum bir başkası için ciddi stres nedeni olabilir. Dolayısıyla strese neden olan faktörler tanımlanırken her bir faktörün kişilere ve durumlara göre değişiklik gösterebileceği bilinmelidir. Bu doğrultuda strese neden olan faktörler şu şekilde sıralanabilir:
- Önemli yaşam olayları ve günlük yaşamda meydana gelen değişiklikler en yaygın çevresel stres kaynaklarıdır. Örneğin üniversiteye başlamak, yeni bir şehre taşınmak, aile bireylerinden birini kaybetmek, ciddi sağlık problemleri yaşamak kişinin günlük hayat akışını büyük oranda değiştiren ve yeniden uyum gerektiren durumlardır. Yeniden uyum süreci insanların büyük çoğunluğunda stres tablosuna neden olur.
- Günlük yaşama ait sıradan problemler de önemli stres kaynaklarıdır. Küslük, ayrılık gibi yakın çevre ile yaşanan iletişim sorunları, iş hayatının yorucu temposu, ekonomik problemler ve günlük yaşama dair daha pek çok problem kişide aşırı stres belirtileri görülmesine hatta strese bağlı hastalıklar gelişmesine neden olabilir. Bu olayların sıklığının artışı kişinin bağışıklık sistemini zayıflatır ve hastalıklara yatkınlığı artırır.
- Stresin kişisel kaynakları da çevresel kaynaklar kadar önemlidir. Kişinin zihinsel faaliyetleri, olaylara bakış açısı ve olayları algılayış biçimi kişinin stres düzeyini büyük oranda artırabilir. Bir olay sırasında yaşanan stres yoğunluğu, kişinin olaya yaklaşma şekli ve bu olayı yaşarken kendi ile yaptığı içsel diyalog ile doğrudan ilişkilidir. Dolayısıyla bazı durumlarda kişi kendi stresinin kaynağı olabilir. Bu tutum bireyin özgüvenini büyük oranda etkileyen, stresle baş etmeyi son derece zorlaştıran önemli bir problemdir. Bu gibi stres tablolarında çoğunlukla uzman desteği gerekir.
Stres Hangi Hastalıklara Yol Açar?
Stresin insan sağlığı üzerine etkileri incelendiğinde uzun süreli stres durumunun vücudun pek çok sisteminin işleyişinde aksaklıklara yol açtığı ve stresin kişiyi psikolojik açıdan olduğu kadar fizyolojik açıdan da yıprattığı görülmüştür.
Mide ülseri stresle doğrudan ilişki içerisinde olan ve stres sonucunda en sık karşılaşılan hastalıklardan biridir. Stres durumunda vücutta “stres hormonu” olarak da adlandırılan kortizol hormonu salgılanır ve bu hormon mide asit sekresyonunu hızla artırır. Aynı zamanda sindirim sistemi organlarının kanlanmasını azaltan kortizol hormonu çok salgılandığında midede yaygın ülser problemi ortaya çıkar. Bu durum kişide ağrı, sindirim güçlüğü, beslenme sorunları ve ilerleyen dönemde mide kanaması gibi çeşitli sağlık problemlerine yol açabilir. Dolayısıyla yaygın stres durumunda mide asidini kontrol altına almak için sağlıklı yiyecekler tüketmeye özen göstermek ve asitli içeceklerden kaçınmak gerekir.
Stres durumunda kortizol ile birlikte adrenalin ve noradrenalin hormonları da salgılanır. Bu hormonlar kanda serbest olarak dolaşan yağ asidi miktarını artırır ve bu durum uzun vadede damar duvarının yağlanmasına neden olur. Bunun sonucunda damar tıkanıklığı ve kalp krizi riski ciddi artış gösterir. Kalp-damar sağlığı stres ile doğrudan ilişki içerisindedir. Özellikle herhangi bir kalp hastalığı olanların ve 65 yaş üzeri kişilerin kalp ve damar sağlığını korumak için stres düzeyine kontrol altına alması önemlidir.Stres nedeniyle artan kortizol gibi hormonlar tüm bunların yanı sıra kişinin bağışıklık sistemini baskılar ve onu enfeksiyonla ilişkili çok sayıda hastalığa karşı savunmasız hale getirir. Stres, kanser gelişiminde doğrudan etkili değildir ancak kanserin vücutta yayılması ve daha sonraki süreçte tekrarlaması stres faktörü ile doğrudan ilişkilidir.
Stres Nasıl Geçer?
Stresi doğru şekilde kontrol altına almak kişinin hem ruhsal hem fiziksel sağlık bütünlüğünü korumak için son derece önemlidir. Özellikle günümüz dünyasında Covid-19 gibi çeşitli enfeksiyon hastalıklarına karşı tam koruma sağlamak için güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak gerekir. Sakin, huzurlu ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için stresle baş etme yöntemleri geliştirmek ve bunları günlük yaşam alışkanlıkları haline getirmek önemlidir.
Strese yol açan faktörlerle doğru şekilde başa çıkabilmek için kişi öncelikle problemi tanımalı ve çözüm odaklı bir yaklaşım geliştirmelidir. Bunun için stres yaşanan alanda planlı ve programlı olmak, sorunları çözüme ulaştırmak için gerekirse yardım istemek, yardımcı olabilecek kişilerle görüşmek, stresi yoğunlaştıran durumlardan kaçınmak, başa çıkmayı teşvik için daha sakin ve huzurlu ortamlar yaratmak, istenen davranışı gerçekleştirebilmek için kendi kendine telkin yöntemini uygulamak gerekir. Kendi kendine telkin yönteminde kişi düşüncelerini daima olumlu şekilde düzenlemeye çalışmalıdır. Olaylara mümkün olan en pozitif açıdan bakmak, gerçekçi olmayan düşünce kalıpları ile savaşmak önemlidir.
Bunun yanı sıra bazı durumlarda kişi problemi doğru şekilde tanısa dahi onu çözüm odaklı bir yaklaşımla ortadan kaldırmak mümkün olmayabilir. Örneğin bir yakınını kaybetmek, kişiyi ciddi anlamda strese sokan ve değiştirilmesi mümkün olmayan durumlardan biridir. Böyle anlarda kişinin yeni duruma uyum sağlamasını kolaylaştırmak ve yaşanan stres düzeyini azaltmak için duygulara odaklanan baş etme yöntemleri tercih edilir. Bu doğrultuda kişinin ona acı veren olayları hatırlatan durumlardan kaçınması, kas gerilimini azaltmak için egzersiz yapması, zihinsel dinginlik için derin nefes egzersizlerini uygulaması, boş zamanlarda ona keyif veren etkinliklere yönelmesi ve gerekirse sosyal ve psikolojik destek alması önerilir.
Stresle başa çıkma yöntemleri büyük oranda fayda sağlayan yöntemlerdir ancak bazı durumlarda kişi uzman desteğine ihtiyaç duyabilir. Stresin fiziksel veya ruhsal belirtilerinden bir veya birkaçı ile karşılaşıyorsanız sizin için uygun olan baş etme yöntemlerini tercih etmeniz yararlı olabilir. Ancak stresin kronik hale gelmemesi ve fiziksel açıdan ciddi problemler görülmemesi için belirti ve bulguları iyi takip etmeniz, zaman kaybetmeden alanında uzman psikolog ve psikiyatrlardan yardım almanız önemlidir.
Kaynak: florence.com.tr